Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nitelikli personeli, teknolojik donanımı, milletinin desteği ve devletinin sahip olduğu imkanlarla, bölgesinde ve dünyada etkin ve güçlü bir ordu konumunda bulunduğunu vurgulayan Güler, dünyada kritik gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik ortamının hızlı ve sürekli değiştiği hassas bir süreçten geçildiğini söyledi.
Siyasi, askeri, sosyokültürel, ekonomik ve toplumsal alanlarda meydana gelen çok yönlü ve karmaşık gelişmelerin özellikle savunma ve güvenlik konusunu her zamankinden daha önemli kıldığına dikkati çeken Güler, “Bu doğrultuda Milli Savunma Bakanlığımız, devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını azim ve kararlılıkla sürdürmektedir.” diye konuştu.
Sınırların kademeli emniyet sistemleriyle korunduğunu, birliklerin imkan ve kabiliyetlerinin sürekli geliştirildiğini belirten Güler, “Buna rağmen sosyal medya platformlarında servis edilen görüntüler asla gerçek olmayıp başka ülke sınırlarından çekilen görüntüleri ihtiva etmektedir. Bunlar art niyetli olarak servis edilmekte ve maalesef çeşitli maksatlarla kullanılmaktadır. Kimsenin şüphesi olmasın ki hudutlarımızı namus bilen Mehmetçik, büyük bir özveriyle ve başarıyla görev yapmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Terörü, ülkenin enerjisini ve kaynaklarını harcayan, uzun yıllardır ülkeyi en çok etkileyen sorun olarak nitelendiren Güler, “Tehditleri kaynağında etkisiz hale getirme stratejisiyle yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürdüğümüz terörle mücadelede en başarılı dönemi yaşıyoruz.” dedi.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ile Pençe serisi harekatlar ve diğer operasyonlarla, terör örgütünün yurt içinde bitme noktasına geldiğini, sınır ötesinden Türkiye’ye yönelik saldırıların bertaraf edilerek kurulmak istenen terör koridorunun parçalandığını vurgulayan Güler, şunları söyledi:
“Gururla ifade etmeliyim ki ülkemizin ve milletimizin güvenliği için tüm terör örgütlerine karşı verilen bu mücadelede destansı başarılar elde edilmiştir. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar yurt içinde, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 39 bin 211, bu yılın başından itibaren ise 1868 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak gerçekleştirilmektedir. Operasyonların planlanması ve icrasında masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmaktadır. Ülkemize ve asil milletimize tehdit oluşturan PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir.”
Suriye ve Irak harekat alanlarındaki Mehmetçiğe yönelik taciz ve saldırı girişimlerine misliyle karşılık verildiğini, gerekli tedbirlerin alındığını dile getiren Güler, “Bundan sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde ülkemizin meşru çıkarları ve güvenliğine yönelik her türlü tedbiri tereddütsüz ve tavizsiz bir şekilde kararlılıkla uygulayacağız. Tüm bunlarla birlikte Suriye’de istikrarın bir an önce tesis edilmesi ve Suriyelilerin emniyetli bir ortama, güvenli geri dönüşlerini sağlamak için insani yardım ve destek faaliyetleri ile hayatın normalleşmesine yönelik çalışmalarımızı da sürdürmekteyiz.” açıklamasında bulundu.
“DÜRÜST VE YAPICI BİR İLİŞKİ İKİ ÜLKENİN DE YARARINA”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gerçekleştirilen ziyaret ve görüşmeler sonucu Yunanistan ile ilişkilerde olumlu bir dönem yaşandığına dikkati çeken Güler, şöyle konuştu:
“Yunanistan ile gelişen bu olumlu havanın devamına yönelik gayretlerimizi sürdürmekteyiz. Amacımız, Ege ve Doğu Akdeniz’deki sorunlarımızı uluslararası hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine ve müttefiklik ruhuna uygun bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Ege’de gerginliğin azaltılması, diyalog kanallarının açık tutularak sorunların iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü konuları ön plana çıkmıştır. Bu kapsamda, yıl içerisinde Ege’deki askeri faaliyetlerimiz karşılıklı olarak azaltılmış, bölgemizde tansiyonu düşük tutmaya gayret edilmiştir. Biz, her zaman iki komşu olarak aramızdaki tüm sorunları karşılıklı diyalogla, barışçıl yöntemlerle, birbirimizin hakkına saygı göstererek ve müttefiklik ruhu ile çözme konusunda kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz. Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihi bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz.”
Bakan Güler, pazartesi Ankara’da yapılan Güven Artırıcı Önlemler toplantısının, Yunanistan ile ilişkileri daha da geliştirmek için güzel bir fırsat olduğunu belirterek, “İki yıldan fazla bir süredir ara verilen heyetler arası görüşmeler tekrar başlatılmış, toplantıda bu görüşmelere önümüzdeki sene de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varılmıştır. Komşumuz Yunan halkı emin olmalıdır ki Türkiye, Yunanistan ile barış içinde ve müreffeh bir gelecekten yanadır ancak barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi de özellikle vurgulamak istiyorum. Çok açık bir şekilde ifade etmek isterim ki mavi vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizi koruma kararlılığımız tamdır.” ifadelerini kullandı.
“AZERBAYCAN’IN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kıbrıs’ta bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden Rumların uzlaşmaz tutumu ve statükocu tavırları nedeniyle bir sonuç alınamadığını dile getiren Güler, “Rum tarafı, halen de yaptıkları askeri anlaşmalar ve üçüncü ülkelerden aldıkları askeri yardımlar ile sadece ve sadece çözümsüzlüğe hizmet etmektedirler. Artık, adada tek ve kesin çözümün, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi olduğu bilinmelidir. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir.” diye konuştu.
Uluslararası camiayı “adil ve kalıcı bir çözüm için destek olmaya, sadece bir tarafın iddialarını desteklemeyi bırakıp konuya makul ve mantıklı şekilde yaklaşmaya” davet eden Bakan Güler, “Milli meselemiz olan bu konuda Kıbrıslı kardeşlerimizin meşru çıkarlarını her koşulda destekliyor, garanti ve ittifak antlaşmaları kapsamında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da adanın huzuru, güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.” şeklinde konuştu.
TSK’nın kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davalarına destek olmaya devam ettiğini, bu kapsamda Azerbaycan’ı desteklemeyi sürdürdüklerini belirten Güler, “Bugün, Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından büyük bir memnuniyet duyuruyoruz. Artık, Azerbaycan ve Ermenistan arasında kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik yeni bir fırsat kapısı daha açılmıştır. Ermenistan’ın bunun bilincinde olarak davranmasını umut ediyoruz. Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ‘İki devlet, tek millet’ anlayışıyla Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Türkiye’nin, tarihi köklü dostluk ve kardeşlik bağları bulunan Libya’da da barış ve istikrara katkı sağlamaya, BM’nin tanıdığı tek meşru hükümet olan Ulusal Mutabakat Hükümetinin daveti ve ikili antlaşmalar doğrultusunda Libya ordusuna eğitim ve danışmanlık faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiğini söyleyen Güler, “Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libya’da barış, huzur ve güven ortamının oluşması için desteğimizi sürdüreceğiz.” diye konuştu.