Diyabetik yaralarda uzuv kayıpları, kronik yara üniteleriyle engelleniyor

Diyabetik yaralarda uzuv kayıpları, kronik yara üniteleriyle engelleniyor

PROF. Dr. Mevlüt Recep Pekcici, Türkiye’de yaklaşık 9 milyon civarında diyabet hastası olduğunu ve uluslararası yayınlara göre bunların yüzde 30’unda diyabetik yara gelişme ihtimali olduğunu belirterek, “Diyabetik yaralar, kronik yaralardan olduğu için bu yaralara yakın zamana kadar ampütasyon öneriliyordu. Fakat Bakanlığımız 2021 ve 2022 yıllarında kronik yara ünitelerinin kurulmasıyla ilgili 2 tane genelge çıkardı. Artık multidisipliner bir yaklaşımla yaraları mümkün olduğunca ampütasyona götürmeden iyileştiriyoruz” dedi.

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mevlüt Recep Pekcici, Türkiye’de diyabetin çok yaygın bir hastalık olduğunu ve ülkede yaklaşık 9 milyon civarında diyabet hastası olduğunu söyledi. Diyabet hastalığının kontrolsüz olmasından dolayı da diyabetik yaraların ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Pekcici, bu yaraların vücudun herhangi bir yerinde oluşabileceğini ancak en çok ayakta meydana geldiğini ifade etti. Diyabetin tek başına şeker metabolizmasına bağlı bir hastalık olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Pekcici, “Toplumda bilinenin aksine diyabet hastalığı atardamarı tutan bir damar hastalığı. Bu nedenle de özellikle beslenmesi bozuk olan organların hepsinde diyabete bağlı komplikasyonlar gelişebiliyor. Gözde, böbreklerde gelişebiliyor. Bunun yanında ayakta da gelişebiliyor. Çünkü bu hastalıkta ayağın beslenmesi bozulabiliyor, amboliler atabiliyor. Bu da ayağın ve parmakların kaybına kadar gidebilen çok problemli yaralara yol açabiliyor” dedi.

‘BİRÇOK HASTANADE KRONİK YARA BAKIM ÜNİTELERİ KURULDU’

Uluslararası yayınlara göre diyabet hastalarının yüzde 30’unda diyabetik yara gelişme ihtimali olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Pekcici, “Bu da Türkiye için kaba bir hesapla potansiyel 3 milyon adayımızın olduğunu gösteriyor. Kronik yaralar, uğraşması zor yaralar. Diyabetik yaralar da kronik yaralardan olduğu için ve çoğunlukla tedavisi müşkül olduğu için bu yaralara yakın zamana kadar ampütasyon öneriliyordu. Fakat bakanlığımız 2021 ve 2022 yıllarında kronik yara ünitelerinin kurulmasıyla ilgili 2 tane genelge çıkardı. ve bu noktadan sonra da ülkemizdeki birçok hastanede kronik yara bakım üniteleri ya da merkezleri kurulmaya başladı. Bizim de küçük bir ünitemiz mevcut. Artık multidisipliner bir yaklaşımla yaraları mümkün olduğunca ampütasyona götürmeden iyileştiriyoruz” diye konuştu.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Kronik yara ünitelerindeki tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Pekcici, “Yaptığımız yeni uygulamalar var; örnek vermem gerekirse halk arasında ‘negatif basınç yara tedavisi’ olarak bilinen ya da ‘VAC tedavisi’ olarak bilinen bir tedavi var. Ayağa bazı özel cihazlar uyguluyoruz ve bu cihazlarda ayakta iyileşmeler üzerine çalışıyoruz. Onun dışında geçmişte çok az ünitede olup şimdi Bakanlığımızın hastanemize kurmuş olduğu hiperbarik tıp üniteleri var ve bu ünitelerde yüksek oksijen basıncı altında hastaların tedavi edilmesine çalışılıyor ve bu tüm Türkiye sathında yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Yine bunun dışında geçmişte çok yaygın olmayan ama pek çok merkeze kurulan girişimsel radyoloji üniteleri var. Girişimsel radyoloji ünitelerinde de diyabete bağlı olarak tıkalı olan damarlar, girişimsel radyoloji uzmanları tarafından açılıyor ve böylelikle o uzva tekrar kan gitmesi sağlanıyor. Bu da tabii yara iyileşmesini hızlandıran bir faktör. Bütün bunları hastanemizde uygulamaya çalışıyoruz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir